"İnsan özgür olmadıkça mutlu olamaz" (Dante)

17 Nisan 2015 Cuma

Sev de gel...



Zamanında bir genç, Mevlâna'nın kapısına gelip: "Beni müridliğe kabul buyurun efendim" diye rica etmiş. Bunun üzerine Mevlâna gence bakmış ve: "Hiç aşık oldunuz mu evladım?” diye sormuş.
Genç şaşkın bir halde ne diyeceğini bilememiş. "Olmadım efendim" diye cevap vermiş.

Mevlâna, müridliğe kabul edilmesi için önce bir kulu sevmiş olması gerektiği söylemiş ve genci geri göndermiş. Genç ne yapacağını bilemez bir hal içinde oradan ayrılmış.

Ertesi gün tekrar tekkenin kapısını çalmış ve mürid olma isteğini yenilemiş. Mevlâna sualinde ısrarlıymış ve genci tekrar geri göndermiş. Genç yine hüzünlü bir şekilde ayrılmış Mevlâna'nın yanından. Pes etmemiş, ertesi gün yeniden gitmiş tekkeye... Üçüncü kez de tekkenin kapısından çevrilince genç dayanamamış ve Mevlâna' ya bu "aşk" isteğinin hikmetini sormuş.

Mevlâna mütebessim bir çehreyle mürid olmak isteyen gence dönmüş ve:
"Bir kulu dahi sevmekten aciz olan, nasıl yüceler yücesi ALLAH'a aşık olmaya yol bulur? Bir kulun ateşine yanmamış gönül, yüceler yücesinin aşkını nasıl bilsin de yansın? Sev de gel evladım sev de gel" demiş.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder