Malik bin Dinar Hazretleri, bir gün, bir sabîye ( küçük çocuğa ) rastlamış. Çocuk toprak ile oynuyormuş. Bazen gülüyor ve bazen de ağlıyormuş.
Bu durum Malik bin Dinar'dan şöyle naklediliyor:
- İçime o çocuğa selam vermek doğdu. Nefsim kibirlenip selam vermekten vazgeçti. Ben nefsime şöyle seslendim: "Ey nefsim! Peygamber efendimiz S.A.V. Hazretleri küçük ve büyük herkese selam verirdi. Sende bu çocuğa selam ver!"
Ve O çocuğa selam verdim.
Çocuk:
- Ve aleykümselam ve rahmetullahi ve berekatuhu, Ey Malik bin Dinar, dedi.
Sordum:
- Beni nereden tanıdın? Daha önce beni görmüşlüğün yoktu?
Çocuk:
- Melekut aleminde ruhum, senin ruhunla karşılaştı. Ölmeyen ve sürekli hayy olan Allahu Teala bizleri tanıştırdı, dedi
Ben ona sordum:
- Akıl ile Nefsin arasındaki fark nedir?
Çocuk:
- Nefsin, seni bana selam vermekten alıkoyandır. Aklın ise seni selam vermeye teşvik eden ve zorlayandır, dedi.
Yine sordum:
- Senin halin nedir? Niye bu toprakla oynuyorsun?
Çocuk:
- Çünkü biz Topraktan yaratıldık; yine ona döndürüleceğiz! dedi.
Yine sordum:
- Bazen gülüyor ve bazen de ağlıyorsun?
Çocuk:
- Evet! Rabbimin azabını hatırladığımda ağlıyorum; rahmetini hatırladığımda ise gülüyorum, dedi.
Ben sordum:
- Evladım! Senin ne günahın var ki?
Çocuk şöyle bir cevap verdi:
- Ey Malik bin Dinar! Böyle söyleme! Görmüyor musun büyük odunları tutuşturmak için, önce küçük odunları tutuşturuyorlar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder