"İnsan özgür olmadıkça mutlu olamaz" (Dante)

4 Şubat 2015 Çarşamba

Dört mum!

Çok eski zamanlarda bir odada dört mum sessizce yanıyormuş. Dışarıda kopan kıyamet gibi fırtına için endişeleniyorlarmış. Nihayet fırtınadan kopan bir deli rüzgar parçası odaya girmiş. Girdiği gibi de eserek çıkıvermiş. O kadar etkilenmiş ki mumlar, kendi aralarındaki fısıltı şeklindeki konuşmaları farkedilebiliyormuş.

Birinci Mum "ben Barış'ım!" demiş. "Ancak kimse benim sürekli yanık kalıp, etrafıma ışık saçabilmeme yardımcı olmuyor. Baksanıza dışarıda kopan kötü fırtınaya... Artık sönmek üzereyim..." diye eklemiş ve sessizce karanlığa gömülüvermiş...

İkinci Mum "ben İnanç'ım" demiş. "Ama artık gerekli olduğuma inanmıyorum... Dışarıda kötülük rüzgarları estiğine göre yanık kalmamın da bir kıymeti kalmadı" diye eklerken az önce odaya giren rüzgardan arta kalan hafif bir esinti ışığını söndürüvermiş.

Üçüncü Mum çok üzgünmüş. "Ben Sevgi'yim" demiş. "Ama etrafıma ışık verecek gücüm kalmadı.
İnsanlar beni hep kenara itiyorlar. Kendilerine en yakın olanları bile sevmemeye başladılar."diyerek sessizce sönüp gitmiş.

O sırada içeri ev sahibi girmiş. Dört mumdan üçünün söndüğünü görünce yanık olan mumu alıp diğerlerini tekrar tutuşturmuş. Kendilerine gelen mumlar son muma şaşkınlıkla bakmışlar. Ev sahibi odadan çıktıktan sonra yine konuşmuşlar: "Sahi sen kimsin? Biz söndük fakat sen yanık kaldın ve sonunda bizleri de yakabildin" diye sormuşlar son muma. Son mum: "Ben Umud'um" demiş. "Sizin gibi kolay kolay sönmem." demiş ve usul usul yanmaya devam etmiş.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder