"İnsan özgür olmadıkça mutlu olamaz" (Dante)

9 Ocak 2015 Cuma

Oyunlarımız Gerçek Oldu!


Çocukluk yıllarını özlemeyen yoktur. Dertsiz, tasasız geçirdiğimiz günler ne güzel günlerdi. Düşündüğümüz tek şey o gün hangi oyunu oynayacağımızdı. Ufak tefek şeylerle mutlu olurduk. Ailemizden bir sakız parası aldığımızda bile dünyalar bizim olurdu. Kötülük, kalleşlik nedir bilmezdik. Sadece günü güzel oyunlarla geçirip bir an önce büyümenin hayallerini kurardık; büyümek sanki güzel bir şeymiş gibi...

Şimdi... "En büyük" hayalimiz gerçek oldu: Büyüdük. Oyunlar gerçeklere dönüştü. Çocukken sevdiğimiz insanlarla artık "saklambaç" oynar olduk. İşi düşmesin, rahatımız bozulmasın diye... Saflığımızı kaybettik. Elimize geçen fırsatta beklemedikleri yerlerden vurduk sevdiklerimizi "yakan top" oynar gibi. Başkaları ile birlik olup ortaya aldık onları. Yüklendikçe yüklendik. Gerçi kimi zaman da ortaya alınan olduk. Oyun kuralları gereği sıra bize geldiğinde vuran biz olduk. Çaresizlikten eli kolu bağlı tanıdıklarımıza yerimizi belli etmedik. "Kör ebe" oynar olduk onlarla. Onlar birine tutunabilmek için her uzandığında boşlukta savrulan ellerini gördükçe keyiflendik. Tek bize tutunmasın da biz de ortada çaresiz kalmayalım diye... "Evcilik" oynar gibi türlü türlü roller üstlendik. Kimi zaman yakın bir arkadaş olduk, kimi zaman vefalı bir sevgili. Ama hiç bir zaman kendimiz olamadık.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder